Dünya Böbrek Günü - Böbrek Nakli Olan Bir Hastanın Yaşadıkları
20 Şubat 2018


Böbrek Nakli Olan Bir Hastanın Yaşadıkları

Hastalık seni bulmayınca, diğer hastaların ne yaşadıkları pek fazla bilinmiyormuş, işte ben bunu öğrenmiştim.

Yüzleşme
Sende böbrek yetmezliği var dediklerinde bunun kötü bir şey olacağı aklıma gelmemiş ve sürecin bu kadar zor olacağını ise hiç düşünmemiştim. Acı gerçekle yüzleştiğimde yaşım daha 20 idi. Hastalığın detaylarına vakıf olunca;  işin ciddiyetini ve sonuçlarını yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştım.
 
Bir Haykırış
İlk başlarda neden ben! Neden ben! Diye haykırmıştım. Oysa bir süre sonra anlıyorsunuz ki bu dünyada derdi olmayan kimse nerdeyse yok gibi. Herkes bir şekilde hastalık, geçim vb gibi dertlerle yaşamaktalar.
 
Bu hastalığı kabullenmek kolay değilmiş; ilk önce bir doktordan diğer doktora, belirli bir zamandan sonra bir hastaneden diğer hastanelere gittim. Edindiğim bilgiler ve bu hastalığa yakalananları görünce, önümde uzun ve zorlu sürecin olduğunu artık görebiliyordum.

 

İlk Belirtiler
Hastalığımın ilk dönemlerinde günlük hayatıma rahat bir şekilde devam edebiliyordum. Sadece tuz kullanmam yasaklanmıştı. Normal yaşamım devam ediyordu. Ancak gün geçtikçe kilo kaybı ile yüz rengimde değişmeler olmaya başlamıştı.
 
Keşke Benim Yaşadıklarımı Bir Anlasalar
Bendeki değişmeleri görebiliyordum ancak çevremdekilerin bunları söylemesi adeta beni yıkıyordu. Düşünebiliyor musunuz, bir yakın akrabanızın size “sana ne oldu, niye böyle zayıflamışsın, vah vah” demesini.  Artık çevremdekilere neler yaşadığımı, hastalığımın seyrini anlatamıyordum. Moralim çok bozulmuştu.
Böbrek Yetmezliği hastalığımın son dönemine kadar hemen hemen tüm işlerimi kendim yapmaya çalıştım. Yük olmamak için hastalığımı, çekmiş olduklarımı kimselere anlatmadım. Bu arada hastalığımın seyri değişmiş tansiyon yüksekliğine bağlı ilaçlar kullanmaya başlamıştım.

 

Yeni Arayışlar
Kabullenmemek adına tekrar yollara düştüm. Şanlıurfa, Gaziantep, Ankara ve İstanbul’daki doktorlara muayene oldum. Bir umuttu benimkisi, bekliyordum; “iyileşmişsin, rahatsızlığın kalmadı, eski sağlığına kavuştun” demelerini. Sonunda hekimlerden bana “böbreklerin düzelemeyecek seviyede, aynı seviyede tutmaktır bundan sonra yapılacaklar” sözleri kaldı.
 
Kabullenmek
Artık kabul etmiştim hastalığımı. Hastalığım ilerlemiş, bir süre sonra kan tahlililimdeki değerler menfi sonuçlar vermişti. Buna bağlı olarak ilaç sayısı artmakta, diyetlerim ise ha bire değişmekteydi. Uzun boylu birisi olarak kilo kaybım beni iyice zayıf gösteriyordu. Yüz rengim solmuş, diş etlerimde şişme ve kanamalar başlamış, buna bağlı olarak ağız kokusu oluşmuştu. Sabah uyandığımda bulantı ve kusmalarım oluyordu. Böbreklerim artık çalışmıyor;  halsizlik ve yorgunluktan doğrulamıyordum.
 
Psikolojik Travmalar
Yaşayan bilir derler, doğruymuş, artık bunu da iyi öğrenmiştim. Hastalık seyri ilerledikçe stres ve sıkıntılarım da artmaya başlamıştı. Asabi birisi olmuştum. Kızılmayacak şeylere kızıyor, yakınımdakilerine sataşmaya başlamıştım. Belki de artık kendimi kaybediyordum.  Yaşadıklarımdan uzaklaşmak, normal bir yapıya dönüşmek, çevreme “bakın ben daha iyiyim” demek için farklı etkinler yapıyordum. Biraz rahatlamış hissediyordum fakat böbreklerim beni tekrar eski halime götürüyordu.
 
Böbreklerimde Son Evre
Böbrek değerlerim menfi derecede ilerlemişti. Verilecek karar; ya diyaliz ya da organ nakli. Hekimlerim “diyaliz en son çare, mümkünse böbrek nakli olmaktır en iyisi” dediler.
 
Annem ve Babam
Canım annem ve babam belli etmeseler de çok etkileniyorlardı. Çocuklarının bir baş ağrısına dayanamazken, hastalığa bağlı evlatlarının gözlerinin önünde eriyip gitmesi onları çaresiz bırakıyordu.
 
Anne Gibi Yar Olmaz
Bu dönemde ailem ve yakınlarım kendi böbreğini bana vereceklerini samimi şekilde belirttiler. Birinden böbrek istemek çok zormuş. Kendi kendime “kadavra sırasına girer, bana sıra gelene kadar diyalize girerim” diye düşünüyordum. Bunu annem duyunca “benim böbreğimi almazsan ben de ameliyatla aldırır bir kenara atarım” dedi. Anne candır derler, aynen öyle, bir böbreğini vererek beni yeniden hayata bağladı. Yeniden canından can verdi. Allah annemden binlerce razı olsun. 
 
Yeniden Doğmak
Benim doğum günüm Berat Gecesidir. Yüce Mevla’mın bir lütfü;  böbrek naklim yine aynı gün yapılmıştı. Yeniden doğmuştum, hem de 28 yaşında. Ameliyattan sonra hayat yeniden başlıyor. Bir bebek misali gelişip eski kilolarıma kavuşmuştum. Ameliyat sonrası tedavilerim devam ediyor, sık aralıklarla İstanbul’a gidiyordum, en uzun iki ay kalmıştım. Yanımda eşim ve biricik oğlum. Eşimin mutluluğunu artık daha rahat görebiliyordum, benim için ne büyük saadet. Canım annem, babam ve kardeşlerimin hüzünlü bakışları gitmiş, yerini gülen yüz ve sevinç almıştı.
 
Şükür
Her halimize şükretmeliyiz. Hastalık sürecinde Allah’ı unutmamak, O’na isyan etmemek en büyük sınavım oldu. Tam tevekkül ile Yüce Mevla’mdan hep hayır ile şifa diledim.
 
Paylaşmak Güzeldir
Zor geçen günler unutulmaz. Ben de unutmadım. Böbrek hastalarının, diyalize giren hastaların hep yanında oldum. Psikolojik olarak onlara destek oldum. Yaşadıklarımı, tecrübelerimi, umutlarımı onlarla paylaştım.  Organ bağışı hayat kurtarmaktadır. Dinen de organ bağışı caizdir, ne güzel.
 

Böbrek Sağlığını Olumsuz Etkileyen Faktörler

-Fazla tuz kullanımı

-Yeterince su içmemek

-İdrarı tutmak

-Fazlaproteintüketmek

-Sigara içmek

-Bilinçsiz ilaç kullanmak

-Tansiyonu kontrol altında tutmamak

Yukarıdaki faktörlere dikkat edersek böbreklerimizi korumuş oluruz.

Teşekkür

Bana hastalık dönemim ve sonrasında desteklerini esirgemeyen canım annem, babam, kardeşlerim, kıymetli eşim ve ailesine, yakın akraba ve dostlarıma teşekkür ederim. Hastalığım tanı ve tedavisinde görevli sağlık personeli ve hekimlerimize teşekkür ederim. Organ nakli ameliyatı olduğum hastanenin görevli personeli ve Başhekim Prof.Dr.Abdulkadir ÜNSAL beylere teşekkür ederim.

Sağlığımız en büyük nimettir. Tüm hastalarımıza Yüce Mevla’mdan acil şifalar dilerim.

 

Berat ŞAHİN
Sağlık Memuru
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
 
 
 
Böbrek Nakli Sonrası
 
 
Soldan sağa: Berat ŞAHİN, böbreğini veren annesi Pakize ŞAHİN