TÜM KADINLARIMIZA
8 Mart 1857 de New York kentinde tekstilde çalışan kadın işçiler düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı koşulları protesto ederek grev yaptılar. Grev sırasında çıkan yangında onlarca kadın can verdi. 1977 ‘de UNESCO’nun 8 Mart’ı Dünya Kadınlar günü olarak açıklamasından sonra dünyanın her yerinde kutlanmaya başlandı.
Kadınlar, insanlığın var oluşundan bu yana, toplumsal yaşamın devamı ve geliştirilmesi noktasında en büyük görevi üstlenen aile ile toplumun mihenk taşıdır. İnsanlık tarihi, insan fıtratını zorlayan değişim ve dönüşümlerle doludur. Her yenilik beraberinde birçok sıkıntı getirmiştir. Her ne kadar bu değişiklikler erkekleri etkilemişse de kadınların toplumda aldıkları roller (eş, anne, evlat, teyze, hala, iş arkadaşı v.b) gereği kadınlar bu değişim ve yeniliklere ayak uydurup, çok önemli fedakârlıklar yaparak ne kadar güçlü olduklarını defaatle kanıtlamıştır. Dünya tarihinde 19. yüzyıl, çok büyük değişimlerin, çok önemli dönüşümlerin gerçekleştiği, geleneksel değerlerin ve yapıların çözüldüğü zaafa uğradığı bir dönem oldu. Tam da bu noktada kadınlarla ilgili meselelerin çözüme ulaştığını söylemek, henüz mümkün değildir. Bu açıdan Mart ayı, dünyada kadınların yaşadıkları zorlukların dile getirilmesine vesile olması bakımından önemlidir.
Kadınlarımızı gözetmeyi, sorunlarına hakkaniyetli çözümler üretmeyi, dinlemeyi ve anlamak için gayret sarf etmeyi bilmek gerekir. Örneğin; Kadına yönelik şiddet dünyada en yaygın ancak en az cezalandırılan bir suçtur.
Bizler, cennetin anaların ayakları altında ve kadınların Allah’ın emaneti olduğuna inanan bir dinin mensuplarıyız. Türkülerde ve şiirlerde methiyeler yazılan bir geleneğin parçası kadınlarız. Bu anlayışa sahip çıktığımız, bu değerleri fiiliyata geçirdiğimiz sürece, kadınlarımız hayatın her alanında ‘hak ettikleri’ o güzel yeri alacaklardır.
Gökçe DOĞAN
İdari ve Mali İşler Müdür Yardımcısı
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi