21 Eylül Dünya Alzheimer Günü
21 Şubat 2018



Alzheimer Hastalığı

Dilimizde popüler kullanımıyla bunama adı verilen demans kelimesi, etimolojik olarak Latince zihin anlamına gelen mens kelimesinden türemiştir ve demens zihnin yitirilmesi anlamına gelir.  Latince ’deki kullanım biçimiyle “yerleşmiş, var olan, edinilmiş olan zihnin sonradan yitirilmesi” anlamını taşımaktadır. Böylece demansın tanımına, “erişkin merkezi sinir sisteminin hasarlanması sonucu gelişen zihinsel yeteneklerde bozulma” diyebiliriz.

Demans olarak nitelendirilebilecek bir zihinsel bozulma, tanımı gereği, mesleki performans, sokakta, mali işlerde bağımsızlık, sıradan aygıtların kullanımı, hobiler, ev işleri, kendine bakım ile özetlenebilecek günlük yaşam aktivitelerinde (GYA’lar) kayda değer bir bozulmaya yol açacak şiddette olmalıdır. Örneğin, Alzheimer hastalığı olan bir hastanın günlük yaşam aktiviteleri, erken evrede mesleki performansındaki bozulma iş arkadaşları tarafından fark edilir, kendine yabancı mekânlarda yolunu kaybedebilir, evde yemeğini sık sık yakabilir düzeyde bozulabilecekken, ileri evrede bu bozulma giyinme, yıkanma gibi temel aktivitelerde yardıma gereksinecek düzeye ulaşabilir.
Alzheimer hastalığı kişiyi adım adım yakın çevresinden,  sonra kendinden uzaklaştıran, bir süre sonra da mevcut yaşamla ilgili anıların teker teker silikleştiği, en sonunda insanın kendini dahi tanımakta güçlük çektiği nörolojik bir hastalık türüdür. Alzheimer çoğunlukla psikiyatrik hastalıklarla karıştırılabilmektedir.
Dünyada şimdiye kadar yapılan prevalans (belli bir zaman kesitinde bulunan tüm olguların nüfusa oranı) çalışmalarının meta analizi 65-70 yaşları arasında %4-5 kadar olan Alzheimer hastalığının her 5 yılda bir katlanarak artıp 90’lı yaşlarda %50’ye kadar ulaştığını ortaya koymaktadır.
 

Günümüzde yaşam beklentisindeki dramatik artış global bir fenomendir.  Batılı ülkeler başta olmak üzere, tüm dünyada yaşlı nüfusun genel nüfusa oranının giderek artması bir toplumsal sorun olarak AH’nin önemini de arttırmaktadır. Hastalığın toplumsal maliyetinin demans şiddetiyle doğru orantılı olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.
 
Hemen belirtmek gerekir ki Alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak tedavi konusundaki çalışma ve gelişmelerde durum karamsar değildir. 1990’ların sonundan itibaren hastalığın tedavisinde kullanılan 4 önemli ilaç piyasaya çıkmıştır. Bu ilaçlar erken dönemde kullanıma başlanırsa etkili olmaktadır. İlaçların esas etkisi bellek fonksiyonlarının kuvvetlendirilmesidir. 
 
Bugün ülkemizde yaklaşık 500 bin civarında Alzheimer hastası belirtilen ilaçları kullanarak tedavilerini sürdürmektedirler.  Son yıllarda yaşam tarzının, metabolizmanın, zihinsel ve fiziksel egzersizlerin düzenli ve sürekli uygulandığında hastalığın başlangıç yaşının yıllarca geciktirilebildiği gösterilmiştir. Erken sakin bir yaşama geçmek ve buna eklenen hipertansiyon, aşikâr veya gizli kan şekeri oynamaları zihinsel egzersizlerden uzak kalmak ise başlangıç yaşını 50 hatta 40’lı yaşlara kadar indirebilir.
 
Alzheimer hastalığının sebebini artık biliyoruz. Beyinde bildiğimiz birkaç adet ve belki de henüz bilmediğimiz birkaç adet daha olmak üzere bir dizi proteinin birikmesi neticesinde oluşan beyin hücre ölümü hastalığın gelişimine neden oluyor. Bugün ölen hücrelerin iletişim için kullandıkları eksik maddeleri yerine koyabiliyoruz. Kısmen de başarılıyız. Ancak esas hedef hücre ölümünü önlemek ve proteinlerin ortamda birikmesini durdurmak veya temizlenmesini sağlamak olacaktır.
 
 
Alzheimer Hasta Yakınlarına Öneriler
Tıbbi yardım arayın. Alzheimer hastalığının hâlihazırda tedavisi yoktur. Ancak hastalığın ilerlemesini yavaşlatacak ilaçlar mevcuttur. Hastalığın başlangıç ve orta dönemlerinde kolinesteraz dediğimiz ilaçlar kullanılır. Hastalığın orta ve ileri evrelerinde ise beyinde glumat denilen maddeyi azaltan bir ilacımız, bu kolinesteraz inhibitörleri denilen ilaçlarla birlikte verilir.
İleriye dönük plan yapmak gerekir. Bu plan hem kısa dönem ve hem de uzun dönem için yapılması gerekir. Hastalığa hem maddi açıdan hem de duygusal açıdan hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Hastanız için evde güvenli bir ortam yaratmanız gerekir. Evde hastanıza ileri evrelerde temizlik açısından, tuvaletini yapması ve beslenmesi açısından yardım etmeniz gerekecektir Hastanızı koruyacak şekilde evde değişiklikler hastanızın tehlikeli olanlara örneğin mutfağa, ilaçlarınızı sakladığınız alanlara, girmesini engellemeniz gerekecektir. Banyoda tutunması için barlar gerekebilir. Dış kapının kilitli kalması gerekebilir.
Sevdiğiniz kişi sık sık kullanılan objelerin isimlerini unutabilir. Kınamak bir işe yaramaz. Hastanıza sevgi göstermeniz, duygusal destek vermeniz gerekecektir. Hastanızla tartışmamalısınız. Hastanıza ilginç aktiviteler bulmanız ve anlayışlı insanlarla sosyal iletişimi arttırmanız gerekir.
Hastanızda davranış ve kişilik değişikliklerinin olabileceğini bilmeniz gerekir. Alzheimer hastası başlangıçta kompleks işleri, daha sonraki dönemlerde basit işleri yapmada zorlanır. Uyku – uyanıklık siklusu değişir. Hastanız bazı geceler sizin normal uyku uyumanızı engelleyebilir.

Şunu unutmamalısınız;
Bir bakıcı olarak,
siz bir kişiye yardım ediyorsunuz, bir hastalığa yardım etmiyorsunuz.
Hastanızla ortak hatıralarınızı paylaşmaktan zevk alın.
Alzheimer hastası yeni bilgileri öğrenmeyi, onları akılda tutmayı ve onları tekrar hatırlamayı başaramayabilir.
Onunla önceki yıllarda mutlu oldukları hatıraları konuşmaya çalışın.
Hastanız ve bir bakıcı olarak siz zaman içinde bir takım değişiklikler yaşayacaksınız. Bu durum korkutucu olabilir ve esneklik gerektirir. Alzheimer hastasına ve kendinize karşı nazik olun. Hasta sizin kim olduğunuzu söyleyemeyebilir. En yakın akrabasını veya arkadaşlarını tanımayabilir. Ancak çoğu kez, kalmış yetenekleri ile duyguların ifade edebilirler.
 

Yrd.Doç.Dr. Ali Zeynel A. Tak
Nöroloji Uzmanı
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi