Hipokrat, enfeksiyon hastalıklarını felsefeden ayırarak bağımsız tıbbın oluşmasını sağlamıştır. İbn-i Sina ise insan vücudunda hastalıkların oluşmasına gözle görülemeyen küçük canlıların neden olduğunu düşünmüştür. Mikroskop ve aşının bulunması ile birlikte penisilin keşfi; antibiyotiğin hasta tedavisinde kullanılmasını başlatmıştır.
Antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve insan sağlığı açısından çok büyük öneme sahip ilaçlardır. Kelime anlamı ile “antibiyotik” terimi, “hayata karşı” demektir. Bu kimyasal maddeler, bakterilerin çoğalmasını önlemekte ve bazen de bakterileri öldürmektedir.
Hastalıklar, antibiyotiklerin bulunmasından önce çeşitli otların kullanılması ile tedavi edilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca modern tıbbın ilerlemesi ve antibiyotiğin tedavide aktif olarak kullanılması; büyük ölümlere neden olan hastalıkların ortadan kalkmasını sağlamıştır.
İnsanoğlu artık bu canlıyı görmüş ve nasıl savaşılacağını bilmeden bu savaşı kazanacağını düşünürken, bakteriler de kendi yaşam savaşı için korunma yollarını geliştirmiştir. Bakteriler antibiyotiklere karşı direnç mekanizmalarını ortaya çıkarmış ve bu mekanizmaları günümüze kadar giderek arttırmaktadır. İnsanoğlu, önceleri bulunan yeni antibiyotiklerle bu savaşta önde gibi görüldüyse de aslında durumun tam tersi olduğu ve mikroorganizmalar tarafından geliştirilen yeni direnç mekanizmaları ve bu savaşta geliştirilen yeni antibiyotik sayısı giderek azalmaya başlayınca bakteriler karşısında insanoğlunun aciz kaldığı anlaşılmıştır. Artık enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde elimizde neredeyse seçenek kalmadı.
Antibiyotiğin gereksiz olarak kullanılması vücudumuzdaki faydalı olan bakterilerinde yok edilmesini sağlayarak, insan sağlığını savunmasız bırakmaktadır. Bakterilerin yaşamımızın bir parçası olduğunu iyi bilmemiz lazım. Hastalık esnasında doğru antibiyotiği kullanmalıyız. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi viral enfeksiyon kaynaklı hastalıklarda antibiyotik kullanmamalıyız. Antibiyotikler, Hekim önerisi ile Eczacınızın danışmanlığında kullanılmalıdır.
Geleceğimiz olan çocuklarımız ve sağlıklı bir nesil için farkında olmak zorundayız/olmalıyız. Antibiyotikleri gereksiz yere kullanmamaya, kullandırmamaya çalışmalıyız.
Sağlıklı bir yaşam dileklerimle.
Yrd.Doç.Dr. Hakan Sezgin SAYINER
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Diyabetes mellitus dünyadaki en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Dünyada her 6 saniyede bir kişi diyabetten hayatını kaybetmektedir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Ülkemizde 2013 yılında 7 milyonun üzerinde diyabet hastası varken 2035 yılında bu rakamın 11 milyonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu hastalık düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Diyabet yalnızca bireylerin sağlığını değil, ülkelerin ekonomik büyümeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır. Bu yükü azaltmanın; erken tanı ve tedavi ile diyabete zemin hazırlayan faktörlerin önlenmesini de içine alacak ulusal sağlık politikaları ile mümkün olmaktadır.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlamaktadır. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenerek ve hareketsiz yaşamdan hareketli bir yaşama geçerek yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilmektedir.
Çok sayıda Tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşamakta ve tanı konulduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülmektedir. Oysa sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açmakta, organ kayıplarına sebep olmaktadır. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Diyabet eğitimi, diyabetli bireylerin diyabetin yaşam üzerine etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceğini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlar. Araştırma sonuçları diyabette hasta eğitimi olmadığı zaman diyabete bağlı gelişen komplikasyonların dört kat daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Bu bilgiler ışığında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Diyabet Okulu 03/11/2016 da hayata geçirilerek alanında uzman kişilerce verilen eğitim sonrasında katılan diyabet hastalarına sertifika verilmiştir.
Diyabetin erken teşhisi, tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teşhis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekilmesi açısından tüm dünyada 14 Kasım Dünya diyabet günü olarak kutlanmaktadır.
Uzm.Dr. Bünyamin AYDIN
Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Uzmanı
Diyabetes mellitus dünyadaki en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Dünyada her 6 saniyede bir kişi diyabetten hayatını kaybetmektedir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Ülkemizde 2013 yılında 7 milyonun üzerinde diyabet hastası varken 2035 yılında bu rakamın 11 milyonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu hastalık düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Diyabet yalnızca bireylerin sağlığını değil, ülkelerin ekonomik büyümeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır. Bu yükü azaltmanın; erken tanı ve tedavi ile diyabete zemin hazırlayan faktörlerin önlenmesini de içine alacak ulusal sağlık politikaları ile mümkün olmaktadır.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlamaktadır. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenerek ve hareketsiz yaşamdan hareketli bir yaşama geçerek yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilmektedir.
Çok sayıda Tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşamakta ve tanı konulduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülmektedir. Oysa sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açmakta, organ kayıplarına sebep olmaktadır. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Diyabet eğitimi, diyabetli bireylerin diyabetin yaşam üzerine etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceğini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlar. Araştırma sonuçları diyabette hasta eğitimi olmadığı zaman diyabete bağlı gelişen komplikasyonların dört kat daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Bu bilgiler ışığında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Diyabet Okulu 03/11/2016 da hayata geçirilerek alanında uzman kişilerce verilen eğitim sonrasında katılan diyabet hastalarına sertifika verilmiştir.
Diyabetin erken teşhisi, tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teşhis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekilmesi açısından tüm dünyada 14 Kasım Dünya diyabet günü olarak kutlanmaktadır.
Uzm.Dr. Bünyamin AYDIN
Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Uzmanı
Diyabetes mellitus dünyadaki en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Dünyada her 6 saniyede bir kişi diyabetten hayatını kaybetmektedir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Ülkemizde 2013 yılında 7 milyonun üzerinde diyabet hastası varken 2035 yılında bu rakamın 11 milyonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu hastalık düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Diyabet yalnızca bireylerin sağlığını değil, ülkelerin ekonomik büyümeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır. Bu yükü azaltmanın; erken tanı ve tedavi ile diyabete zemin hazırlayan faktörlerin önlenmesini de içine alacak ulusal sağlık politikaları ile mümkün olmaktadır.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlamaktadır. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenerek ve hareketsiz yaşamdan hareketli bir yaşama geçerek yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilmektedir.
Çok sayıda Tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşamakta ve tanı konulduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülmektedir. Oysa sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açmakta, organ kayıplarına sebep olmaktadır. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Diyabet eğitimi, diyabetli bireylerin diyabetin yaşam üzerine etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceğini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlar. Araştırma sonuçları diyabette hasta eğitimi olmadığı zaman diyabete bağlı gelişen komplikasyonların dört kat daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Bu bilgiler ışığında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Diyabet Okulu 03/11/2016 da hayata geçirilerek alanında uzman kişilerce verilen eğitim sonrasında katılan diyabet hastalarına sertifika verilmiştir.
Diyabetin erken teşhisi, tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teşhis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekilmesi açısından tüm dünyada 14 Kasım Dünya diyabet günü olarak kutlanmaktadır.
Uzm.Dr. Bünyamin AYDIN
Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Uzmanı
Diyabetes mellitus dünyadaki en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Dünyada her 6 saniyede bir kişi diyabetten hayatını kaybetmektedir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Ülkemizde 2013 yılında 7 milyonun üzerinde diyabet hastası varken 2035 yılında bu rakamın 11 milyonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu hastalık düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Diyabet yalnızca bireylerin sağlığını değil, ülkelerin ekonomik büyümeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır. Bu yükü azaltmanın; erken tanı ve tedavi ile diyabete zemin hazırlayan faktörlerin önlenmesini de içine alacak ulusal sağlık politikaları ile mümkün olmaktadır.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlamaktadır. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenerek ve hareketsiz yaşamdan hareketli bir yaşama geçerek yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilmektedir.
Çok sayıda Tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşamakta ve tanı konulduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülmektedir. Oysa sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açmakta, organ kayıplarına sebep olmaktadır. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Diyabet eğitimi, diyabetli bireylerin diyabetin yaşam üzerine etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceğini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlar. Araştırma sonuçları diyabette hasta eğitimi olmadığı zaman diyabete bağlı gelişen komplikasyonların dört kat daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Bu bilgiler ışığında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Diyabet Okulu 03/11/2016 da hayata geçirilerek alanında uzman kişilerce verilen eğitim sonrasında katılan diyabet hastalarına sertifika verilmiştir.
Diyabetin erken teşhisi, tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teşhis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekilmesi açısından tüm dünyada 14 Kasım Dünya diyabet günü olarak kutlanmaktadır.
Uzm.Dr. Bünyamin AYDIN
Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Uzmanı
Diyabetes mellitus dünyadaki en yaygın bulaşıcı olmayan hastalıktır. Dünyada her 6 saniyede bir kişi diyabetten hayatını kaybetmektedir. Diyabet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok sık görülen ve hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Ülkemizde 2013 yılında 7 milyonun üzerinde diyabet hastası varken 2035 yılında bu rakamın 11 milyonun üzerinde olacağı öngörülmektedir. Bu hastalık düzenli ve dengeli beslenme, egzersiz ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Diyabet yalnızca bireylerin sağlığını değil, ülkelerin ekonomik büyümeleri, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde de büyük yük oluşturmaktadır. Bu yükü azaltmanın; erken tanı ve tedavi ile diyabete zemin hazırlayan faktörlerin önlenmesini de içine alacak ulusal sağlık politikaları ile mümkün olmaktadır.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlamaktadır. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenerek ve hareketsiz yaşamdan hareketli bir yaşama geçerek yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilmektedir.
Çok sayıda Tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşamakta ve tanı konulduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülmektedir. Oysa sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemlidir. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açmakta, organ kayıplarına sebep olmaktadır. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Diyabet eğitimi, diyabetli bireylerin diyabetin yaşam üzerine etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceğini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlar. Araştırma sonuçları diyabette hasta eğitimi olmadığı zaman diyabete bağlı gelişen komplikasyonların dört kat daha fazla görüldüğünü göstermiştir. Bu bilgiler ışığında Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Diyabet Okulu 03/11/2016 da hayata geçirilerek alanında uzman kişilerce verilen eğitim sonrasında katılan diyabet hastalarına sertifika verilmiştir.
Diyabetin erken teşhisi, tüm diyabet tipleri için oluşabilecek ciddi komplikasyonların önlenmesi ve tedavisi ile diyabetin daha iyi yönetilmesinde erken teşhis, düzenli takip ve kontrolün önemine dikkat çekilmesi açısından tüm dünyada 14 Kasım Dünya diyabet günü olarak kutlanmaktadır.
Uzm.Dr. Bünyamin AYDIN
Endokrinoloji ve Metabolizma Hast. Uzmanı