Tüm dünyada 17 Kasım 2011’den itibaren Dünya Prematüre Günü olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde de son birkaç yıldır “Dünya Prematüre Günü” büyük farkındalıklarla kutlanmaktadır. Dünyada yaklaşık 15 milyon bebek doğmakta ve bunların % 10 u prematüre olarak dünyaya gelmektedir. Ülkemizde ise her yıl yaklaşık 1.400.000 bebek doğmakta, bunların 150.000’den fazlası prematüre olarak dünyaya gelmekte ve 50.0000 prematüre bebek ise 1000 gramın altında aşırı düşük doğum ağırlıklı olarak hayata merhaba demektedirler.
Dünya Prematüre Günü dolayısıyla Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi yenidoğan toplantı salonunda yenidoğan ekibi etkinlik düzenledi. Etkinlikte Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Mehmet TURĞUT açıklamalarda bulundu. TURĞUT yaptığı açıklamada; “Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin en önemli göstergelerinden biri yenidoğan ölüm oranlarıdır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de prematüreliğe bağlı yenidoğan ölümleri ilk sırayı almaktadır. 17 Kasım bu minik bebeklerin yaşam savaşlarının konu edildiği Dünya Prematüre Günüdür. Bugün kutlamamız gereken sadece prematüreler değil, aynı zamanda yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde çalışan hekim, hemşire ve destek sağlık çalışanlarıdır. Prematüre bebeklerimizin hayata tutunma savaşlarında birlikte emek veren prematüre ailelerinin günü olduğunu da bilmekteyiz.
BİR PREMATÜRE BEBEĞİN DOĞUMU
Çeşitli nedenlerle erken doğan bebekler dünyaya geldiklerinde akciğerleri, beyni, bağırsakları ve diğer organları tam gelişmemiştir. Küvözlerde ve onlara uygun solunum cihazlarında çok sessiz ve loş ışıkta takip edilmeleri gerekir. Bağışıklık sistemleri çok zayıftır, en ufak bir olumsuz ortam değişikliğinde çok kolay enfeksiyon riskiyle karşı karşıya kalırlar. Anne göğsünden anne sütü almaları uzun ve sabır gerektiren bir süreç gerektirebilir.
Prematüre bebeklerimiz, tüm bu ellerinde olmayan olumsuzluklarıyla belki de birçoğumuzun başa çıkamayacağı yaşam zorluklarına kahramanca karşı gelmekte ve mücadelelerine devam etmektedirler.
Ülkemiz son yıllarda yenidoğan alanında kaydedilen teknolojik gelişmeler, uzman yenidoğan hekimlerinin ve uzman yenidoğan yoğun bakım hemşirelerinin sayılarının artmasıyla ciddi bir başarı öyküsüne sahiptir.
Ülkemiz ve geleceğimiz adına, erken doğan hayatlara kattıkları değer için tüm yenidoğan hekimleri ve hemşirelerine gönülden teşekkür ederim” dedi.