DÜNYA SITMA GÜNÜ
25 Nisan, 2007 yılında ‘’Dünya Sıtma Günü’’ olarak belirlenmiştir ve her yıl sıtma hastalığının önlenmesi ve kontrolüne yönelik çalışmaların devamlılığına olan ihtiyacı vurgulamak ve toplumun hastalık ile ilgili bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
TANIM
Sıtma, anofel ya da sıtma sivrisineği olarak bilinen Anopheles cinsi sivrisineklerinin taşıdığı bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalıkta yinelenen nöbetler görülür. Düzenli aralıklarla başlayan ve genellikle titreme-ateş-terleme evrelerinden geçen nöbetler hastalığın tipik özelliğidir. Sıtma ulusal ve uluslararası sağlık örgütleri için hâlâ önemli bir sorundur.
BULAŞMA
Hastalık insanlara parazitle enfekte olan dişi anofel sivrisineğinin ısırığıyla bulaşmaktadır. Anofel sivrisinekler daha çok güneşin batışından doğuşuna kadar olan zaman diliminde ısırırlar. Bazen bulaşma kan transfüzyonu, organ nakli, iğne (şırınga) paylaşımı veya anneden bebeğe şeklinde gerçekleşmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Afrika’da her 2 dakikada bir çocuğun sıtmadan öldüğü görülmektedir. Türkiye’de sıtmanın hafif seyreden ‘’vivax sıtması’’ denilen türü sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görülür. Son yıllarda sıtma ile savaşın başarılı bir şekilde uygulanmasıyla ülkemizde artık sıtma vakaları genelde yurtdışına, hastalığın sık görüldüğü bölgelere gidip hastalığa yakalanıp dönenlerde görülür. Ayrıca herhangi bir sebeple hastalığın sık görüldüğü bölgelerden ülkemize gelen turistlerde de görülebilir. Bu kişilerde görülen sıtma türü genellikle falsiparum sıtması denilen, zamanında tedavi edilmediğinde öldüren türdür. Tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın görülür
Sıtmaya herkesin yakalanabileceği gibi özellikle sıtmanın sık görüldüğü ülkelere seyahat eden kişiler, mevsimlik işçiler, tarlada çalışanlar, çiftçiler, askerler, bebek, çocuk ve gebeler risk grupları içindedirler.
BELİRTİLER
Sıtmada, sivrisineğin sokması ve ilk belirtilerin ortaya çıkması arasında geçen kuluçka süresi, ortalama 12-14 gün dolayındadır. Hastalığa yakalanan kişilerin yakınmaları, sıtmanın türüne göre, bazı farklılıklar gösterir.
Tüm türlerde ortak olan belirtiler:
Yüksek ateş, üşüme – titreme ve bol terdir.
Bu belirtilere kusma ve ishal de eşlik edebilir.
Titreme bir saat devam ettikten sonra kendiliğinden durur, bu sefer vücutta üşüme yerine ateş başlar, hastanın yüzü ve gözlerinde kızarıklıklar oluşur.
Bir süre sonrasında sıtma hastası olan kişi bol ter döker, nöbet geçirebilir.
Sıtma nöbetlerinin daha hafif veya daha ağır geçen şekilleri de olmaktadır. Sıtmanın özelliği belirtilerin nöbetler halinde olmasıdır. Nöbet başlamadan birkaç gün önce halsizlik, neşesizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, sırt ağrısı ve bacak ağrıları olmaktadır. Sıtma nöbetleri, şiddetli titremeyle yükselen ateşle başlangıç oluşturur, terlemeyle son bulur. Titreme oldukça fazladır. Sıtmanın ağır seyreden türlerinde hastanın bütün vücudu sarsılır, çenesi birbirine çarpar. Nabız hızlı olur, baş ağrısı, sinirlilik hali, kollarda ve bacaklarda ağrılar olmaktadır. Uzun süren durumlarda karaciğer ve dalak büyüme gösterir, sarılık ve kansızlık gelişir. Solunum şikayetleri ve hatta zatürre olabilmektedir. Dalak kendiliğinden yırtılabilir, iç kanama meydana gelebilir.
TANI
Sıtma tanısı birçok enfeksiyonda görülen ve spesifik olmayan bulgular yanında nöbetler halinde gelen ateş, üşüme titreme ile hastalıktan şüphelenilmesi ile birlikte kesin tanı, hastanın mümkünse ateşi yüksekken parmak ucundan alınan kandan yapılan “kalın damla’’ preparatının mikroskopta incelenerek parazitin görülmesiyle konulur.
TEDAVİ
Tedavi edilmediği takdirde sıtma ölümcül olabilir. Tedavinin amacı, parazitin hastanın kan dolaşımından uzaklaştırılmasıdır. Belirgin bir semptomu olmayanlar bile, genel halkta hastalık bulaştırma riskini azaltmak için enfeksiyon tedavisi görebilir. Sıtma geçiren kişilere tedaviye başlandığında genellikle bir iki gün içinde tüm şikayetleri kaybolur. Ancak tedavi yarıda kesilmemeli ve tedavi boyunca ilaçların eksiksiz kullanılması sağlanmalıdır. Tedaviye uyumsuzluk parazitlerin tamamen yok olmamasına ve kişinin bulaştırıcılığının sürmesine hem de parazitlerin ilaçlara direnç kazanmasına neden olmaktadır.
Günümüzde komplike olmayan sıtma olguları için ilk seçenek klorokindir. Bazı vakalarda tedaviye primakin eklenebilir. Sıtma tedavisi konusunda en önemli nokta, hastaya tanının gecikmeden konulması ve Falsiparum sıtması gibi ağır seyreden tiplerinde tedaviye en kısa sürede başlanılmasıdır.
KORUNMA
Sıtmadan korunmak için özellikle sıtmanın sık görüldüğü bölgelere seyahat edeceklerin seyahatten önce ilaç kullanmaya başlamaları gerekebilmektedir. İlaç kullanımı sıklıkla seyahatten en az bir hafta önce başlamakta, seyahat boyu ve dönüş sonrası 4 hafta boyunca sürdürülmektedir. Sivrisineklerden korunma, sıtma riski taşıyan bölgelere seyahat edenler için son derece önemlidir. Bu amaçla sinek kovucular kullanmak, vücut yüzeyinin tamamını örten giysiler giymek korunmada önemlidir.
Uzm. Dr. Selçuk AKSÖZ
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi